Gerçeğin üzerinden geçen her anın sonunda yaklaşılmakta olunan bir şey var…
Sistemde sanalı türetmek zor değildir.
Ancak gerçekle sanalın yer değiştirilmesi ve nesnenin içine sanalı yerleştirmek belkide insanın değil başka bir türün yapabileceği bir şeydir.
Matrix filminde gerçekliğin sanal kısmından çıkarılan insanlar kendilerini onun somut kısmında bulurlardı. Ve bu sadece soyut kısmının dışına çıkmaktan ibaretti! Ancak sanal olan orada da devam ediyor. Ardından alındıkları yerden hazırlanıp eğitilirlerdi.
Fakat beyin halen farkında değildir olup bitenin, çünkü sisteme girmeleri için bedenin zihinsel yansıması yüklendiğinde, içinde oldukları gerçeklik artık somut olurdu bilinçte.
Onun için ayrıntıyı şöyle algılamak gerekir; madde hakkında bildiklerimiz veya sanılanların çoğu önceden tanımlanıyor. Ve bu nedenle bilinenlerin derinliği açısından düşünce tek başına ve yalnızdır.
Ancak kurulu yapının zihin üzerinde inşa ettikleri dışarıdan beyne doğrudur. Bir başka açıdan tam tersi yapılmaktadır. Beyinden dışa doğru. Bu iki durumunda çıkış noktası bireyin dışında ona uygulanan fiilin aynısı maddeye de uygulanıyor oluşudur. Ayırma fiili!
Sonuçta yaşamın döngüsünde yahut dünyanın 60-70 defa güneş etrafındaki turun sonucundaki yaşın ötesine geçebilmek için sonun nereden geldiğini algılayabilmek…