Sınırlı bir dünyada tutulan bir akışın parçası olmak bireylerin seçimi değildir. Aksine kendini yaşam içinde belli bir kaynakta bırakan algısal yapısı da değildir.
Gelecekteki karanlık kitabımda bunu dile getirdiğim bir kesit üzerinden düşünelim:
‘’İçerisinde bulunan elektrik sistemi uzayın üç yönü ile beraber zaman boyutudur. Ancak asıl gerçeklik uzay-zaman birlikteliğidir. Bu nedenle sistemin araçları kontrol altındadır.
Başvurulduğunda hem değiştirilip sonlandırabilir. Bunun örneği bir zamandan diğerine gitmeye çalışılırken, alanda alarm sisteminin devreye girdiği görülecektir. Ve bunun sonucunda ortamda kırmızı-mavi ışık yayılır. Aslında sistem gerçekliği beş duyu ile sınırlandırıyor.’’
Eğer duyuları karanlıkta bırakan bir sistem işlenmemiş olunsa idi…
Ve bunu dışında olanı mümkün yapabilecek bir çözüme varılsa sonuç gerçekten çok müthiş olurdu.
Ancak geri dönüp olağanca çabalananın ulaştıracağı şey henüz biliniyor değildir. Dolayısıyla şimdilik bir kesit kalsın geleceğe onların bitmez ve sonlanamaz dediklerine…