Karanlık sezilir fakat gelecek algılanmaz!
O sabitlenmiş küçük dünyada zaman akar durur…
Sisler arasında kalan bir iniş çıkış boyunca, uzun uzadıya bir yol içinde mahsur kalınmış gibi…
Her biri yalnızlık içinde uçurumun ucunda gözler açılır…
Geride, kayıp ve terkedilmiş özlerinde buldukları algılardır.
Değişmez düşlerde mahsur kalmış ancak ufuklarda ışıldamayan güneşlerin peşinde, ateşlerin dünyasında olmanın huzurunda yaşamak isteği ile dopdolu olmaktı gaye!
Orada hiçbir yönüyle bulunmaz karanlığın ulaşmaz aydınlığı çünkü umursanan gizlidir onlara…
Uzun bir yaşamın hasretinde, çoklu benliklerinde hasret kaldıkları bir şeyi gizleyene bürünmekti süreklilik boyunca.
Alemde ve dışında kalabilen olarak çevrelenen öz benlikte, nerede ve ne zaman son bulacağı ve yok olanın karşılığıdır aslında hayalin kaybolduğu karanlıklarda.
Zayıf ve güçsüz kalan tüm özlerine karşı bir direnme göstermeden teslim oldukları şey yine kayıp ruhlarıdır…