2017 yılında okuyucuyla buluşan Sıyrılma ışığı ne kadar anladığımızın ölçütüne yeni bir yön daha kazandırmaktadır.
Başta ışık ile karanlık arasında meydana gelen ışığın karanlığı kesme fiiline sıyrılma denilmektedir. Bunu şöyle örneklendirmek mümkündür. Mesela karanlık bir odanın içine girmeden önce lambayı yakarız. Ve oda birden aydınlanmış olur. Ancak nasıl olurda birden aydınlık ortaya çıktı! Ve karanlık neye uğramış oldu?
Bu ve buna benzer sorulara cevap bulunması için kaleme alınan Sıyrılma bunun cevabını karanlığı kesilmesi olarak ve gözler önünde meydana gelen ayırmayı göstermektedir.
Geçmişten gelen birikimler ışığın neyin içinde yayıldığı sorusuna da yöneltmiştir. Örneğin sesin hava içinde yayılması gibi ışığında yayılması için de esir denilen ortamın gerekip gerekmediği sorulmuştur. En sonunda yapılan deneyler sonucunda ışığın boşluk içinde yayılan bir elektromanyetik bir dalga olduğu sonucuna varılmıştır.
Elbette bu durum şuan ki bilimsel yaklaşımdır. Fakat Sıyrılma buna bir ekleme yapar. Işık karanlığı keser. Dolayısıyla ortaya ışığın bir fiili ortaya çıkar. Ve bu ışığın ayırma gücüdür.
Kitap ortam içindeki sicimlere ulaşmadan önce onlardan daha büyük iplikli bir yapının örüntüsünden dolayı aydınlığın enerji sayesinde ışıldadığını ve böylece ortaya çıkmasını konusunu ele almaktadır.
Bununla beraber dünyada gece ile gündüzün devam ederken, güneşin ışığının da benzer şekilde önce uzaydaki karanlığı keser. Ve ardından dünya’ya ulaştığında onun üzerindeki karanlığı yarıp ayırarak aydınlığın açığa çıkarılıp, gündüze ulaşmasına neden olur.
Bir diğer yönde insan ve bir takım hayvanların karanlığın içinde içerisinde bulunmaları sebebiyle ona etki ediyor olmalarıdır. Bakılınca kaderinde kesilip diğer bir yönde hareket kazandırılması sıyrılmanın gerçekliğini bir kez daha kanıtlar.
Yazar Seyithat